Ve tam şu anda, dünyanın aynasında kendinizi seyrediyorsunuz …ne ebeveynleriniz yada öğretmenleriniz, ne de gittiğiniz okullar yada üniversiteler sizi etrafınızda gördüğünüz ve dokunduğunuz herşeyde kendinizi teşhis etmeniz doğrultusunda yetiştirdi. Şu ana kadar ailelerinizin koruması altında bir kabuk içinde yaşadınız, şimdi ise dünya üzerindeki yansımalarınızı açığa çıkartmaya başlıyorsunuz , karşınıza çıkan görüntü ise her zaman hoşunuza gitmiyor. İlk hayal kırıklıklarını, ilk talihsizlikleri, bazı aksilikleri, duygusal yanılgıları ve görünürde problem sayılan durumları tecrübe etmeye başlar ve tüm bunların aslında kendi yanılsamalarınız olduğunun farkına varmadan çoktan şikayet etmeye, diğerlerini sorumlu tutmaya ve suçlamaya, gizlemeye, yalan söylemeye ve kendinize acımaya alışmışsınızdır bile. Bunlar, yetişkinliğin karanlık sularının bir parçası olmaya başladığınızın açık göstergeleridir. Adult – Yetişkin kelimesinin kökeni pek de hoş sayılmaz; saflığın yitirilmesi anlamına gelen ‘adulturation’ kelimesinden gelmektedir. Büyümüş, adam olmuş insanların %99.9’unun yaptığı gibi siz de bir tanımlamayla, bir dış dünya masalıyla uyutulacaksınızdır. Zamanınızın çoğunu kendinizin dışında, diğerleriyle geçirirsiniz ve nadiren yalnız kaldığınız zamanlarda ise bir şeyler olmasını, telefonun çalmasını, dışarıdan bir kimsenin yada olayın size hayat vermesini beklersiniz. Sürekli olarak başkalarının arkadaşlığına özlem duymak, nefes almak için solunum cihazına ihtiyaç duymaya benzer. Başkalarını takip etmek, onlara bağımlı olmak, onlarla birlikte moda ve revaçta olan her ne varsa taklit etmek sizleri sıradanlaştırır. Adetlerin ötesine geçin! Onları geride bırakın! Siz sadece kendiniz olun…böylece diğerleri sizi takip edecektir. Bu özgürlük halini, bu bağımsız düşünceyi elde edebilmek için öncelikle kendinizi tanımalısınız, gerçekte kim olduğunuzu keşfetmelisiniz.