Çakralar tarafından emilen yaşam enerjisi tüm vücuda dağılır ve bedenin yaşamını devam ettirmesini sağlar. Çakraların endokrin sistemi bezleri üzerine denk düştüğü anlaşılınca, batı dünyasında tıp alanında da kabul gören kavramlar olmuştur. Günümüz modern tıbbının endokrin sistemi üzerinde yaptığı çalışmalar, milattan önceki yıllarda doğu bilginlerinin yaptığı ve topladıkları bilgiler bu enerji merkezlerini oldukça iyi açıklamaktadır. Çakralar konusunda anlatılacak çok şey bulunmaktadır, çünkü bu enerji merkezleri bedensel, ruhsal ve zihinsel sağlığımız üzerinde önemli etkiler yapmakta ve ruhsal gelişimi belirlemektedir. Kendimiz ve evrenle olan uyumumuz çakraların çalışması ile direk ilgilidir. Tamamlayıcı ve Bütünsel Tıbbın birçok alanında yapılan çalışmalar temel olarak çakraların daha düzenli çalışmasına ve enerjilerinin dengelenmesine yöneliktir. Bir çakrada sorun oluşunca bu öncelikle çakra ile bağlantılı organları sonra tüm vücudu olumsuz olarak etkilemektedir. Hastalıkların nedeni de çakralardaki bloke olmuş, aşırı artmış ya da dengesini kaybetmiş olan enerji alışverişidir. Akupunktur, Bioenerji, Reiki, Yoga, Aroma Terapi, Doğal Taşlarla terapi gibi bir çok tedavi destek yöntemi çakraların daha sağlıklı olmasını sağlamak üzerine kurulmuştur. Çakraların sağlıklı bir şekilde çalışması bedensel, ruhsal ve zihinsel sağlık bütününü sağlayacaktır. Çakraların fizik bedene canlılık verdikleri ve insan tabiatının hem fiziksel hem de zihinsel yönlerinin birbirleri ile iletişiminde odak noktası oldukları belirtilir. Çin öğretilerinde ise ‘’chi’’ denilen yaşam enerjisini taşırlar. Buna ilaveten beş duyu ötesi algılama (altıncı his) gibi fonksiyonları da vardır. Hem empatik (başkalarının duygu, düşünce ve davranışlarını anlamak) hem de içgüdüsel reaksiyonlarımızda rol oynarlar.
Yedi çakranın her birinin birçok ruhani niteliği vardır.
1. Çakra: Kök Çakra Birinci çakra Kundalini'nin bulunduğu sakrum kemiğinin altında yer alır ve başlıca niteliği masumiyettir. Kök çakrası fiziksel bedenin enerji kaynağıdır ve dünya ile olan bağlantımızı simgeler. Temel yaşam fonksiyonlarını sürdürme açısından bu çakra çok önemlidir. Kök çakra bedende bacaklar, ayaklar, kemikler, kalınbağırsak ve sinir sistemini kontrol eder. Aynı zamanda cinsellikle de ilgisi bulunmaktadır. Kök çakra kırmızı renk yayar. Kök çakranın elementi topraktır. Sağlıksız çalışan bir kök çakra bağırsak, bacak, omurga ve sinir sisteminde çeşitli sorunlara yol açar. Aynı zamanda kişinin zorluklarla mücadele edememesini, kendini güvende hissetmemesini ve dünya ile arasında uyumsuzluklar oluşmasına yol açacaktır. 2. Çakra: Sakral – Cinsellik Çakrası Erkeklerde penis ve kadınlarda klitorisin iki parmak üzerinde bulunur. Cinsel enerji ve zihinsel üretkenliği simgeler. Heyecan duyma, isteme, imajinasyon yeteneği, aile koruma ve maddiyat bu çakra ile bağlantılıdır. Elementi su, rengi ise turuncudur. Bedende böbrekler, idrar torbası, dolaşım sistemi, lenfatik sistem, üreme organları, anne sütü 2. çakranın etkisi altındadır. Cinsel sorunların çoğunun nedeni 2. Çakrada ki enerji dengesizlikleridir. Bu çakra yaşamda bir akıcılığın meydana gelmesine yardım eder. Fiziksel boyutta Swadhistan Çakra karaciğer, böbrekler ve karnın alt bölümünü kontrol eder. Çok fazla düşündüğümüz zaman, bu merkezin tüm enerjisi tükenir ve bu çakra tamamen dengeden çıktığında şeker veya kan kanseri gibi hastalıklar ortaya çıkabilir. 2. çakranın düzgün çalışması yaşamsal tıkanıklıkları da çözecektir. Ayrıca sanatsal yetenekler ve zihinsel üretkenlik düzgün çalışan düzgün çalışan sakral çakra ile söz konusu olabilecektir. Bu çakrada enerji blokajları yada dengesizlikleri olduğunda zihinsel üretkenlik kısırlaşacaktır.
3. Çakra: Solar Pleksus – Sindirim Çakrası Göbeğin yaklaşık iki parmak altında bulunur. Adına güneş sinir ağı çakrası da denir. Üçüncü çakra diğer insanlarla ilişkilerimizi, beğenilerimizi, toplumsal kimliğimizi, irademizi ve amaçlarımıza ulaşmakta kararlılığımızı simgeler. Kendini kontrol etme ve başarı isteği de 3. Çakra ile ilgilidir. Bedende ise karaciğer, sindirim sistemi, pankreası, 12 parmak bağırsağını ve dalağı etkiler. Göz ve görme ile ilgili fonksiyonlarda bu çakranın etkisindedir. Rengi sarı, elementi ateştir. 3. çakranın düzenli çalışması insan hayatı için oldukça önemlidir. Düzensiz çalışan bir üçüncü çakra sadece karaciğer, mide, bağırsak sorunlarına yol açmakla kalmaz aynı zamanda amaçlarımıza ulaşmamızda çok büyük engeller çıkartır. Yetersiz çalışan çakra yaşamsal istekleri dışlamak, otoriteye boyun eğmek, mücadelelerden kaçmak, bireyselleşmeyi reddetmek, sosyal yaşamdan kaçmak ve depresyon gibi sorunları da beraberinde getirecektir. Düzgün çalışan 3. Çakra ise uyumluluk, hedefleri iyi belirleme ve bunları takip etme, davranışları kontrol altında tutma, bağımsız hareket edebilme ve başarıya ulaşmayı sağlayacaktır.
4. Çakra: Kalp Çakrası Vücutta göğsün tam ortasında kalbin hizasında yer alır. Sevgi, şefkat, fedakârlık, duygusal bütünlük, kendini adayabilme, derin mutluluk gibi özellikleri simgeler. Bu çakra direk duygularla ilgilidir. Timüs bezi etkisindedir ve ürettiği hormon mutluluk hormonudur. Timüs, uyarıldığında salgıladığı hormonlar kişide haz ve mutluluk duygusu yaratır. Timüs bezi büyümeyi düzenler, bağışıklı sistemi hücreleri olan T hücreleri burada üretilir ve lenf sistemini kontrol eder. Vücutta kalp, sırtın üst kısmı, ciğerlerin alt kısmı, kan ve dolaşım sistemi fonksiyonları bu çakranın etkisindedir. Eğer vücudunuzda bu bölgelerde herhangi bir sağlık sorununuz varsa 4. çakranızda bir enerji blokesi, düzensizliği yada bu çakranın aşırı çalışması söz konusudur. 4. çakranın rengi yeşil ve pembe elementi ise havadır. Ayrıca dokunma duyumuzda bu çakranın etkisindedir. Kalp çakrası tüm çakraların merkezinde yer almaktadır ve diğer çakraları da önemli ölçüde etkilemektedir. Düzensiz çalışan 4. çakra duygusal sorunlar, bencillik, yalnızlık eğilimi yada sevgiye bağımlılık, soğukluk hatta kalpsizlik dediğimiz merhametsiz ve sevgisiz davranışlar oluşturacaktır. Birçok hastalık sevgisizlik ile başlamakta ve sevgi ile bitmektedir. Sevgi görmeden büyüyen çocuklar iler ki yaşlarda alkol, uyuşturucu bağımlılığından, şiddet eğilimine kadar birçok negatif durum yaşamaktadırlar. Bağımlılıkları olan insanların kalp çakralarında sorunlar bulunmaktadır.
5. Çakra: Boğaz Çakrası Vücuttaki yeri boyun ve boğaz arasındaki çukurdadır. Konuşma yeteneğimizi, ses tellerimizi, dürüstlüğü, düşüncelerimizi ve duygularımızı doğru ve açık olarak anlatma yeteneğimizi bu şakra simgeler. İnsan vücudunda boyun, boğaz, çene, ses telleri, bronşlar, ciğerlerin üst kısmı ve kollar bu çakranın etkisindedir. Tiroit bezi de bu çakra ile ilgilidir. Tiroit bezinin vücudun gelişiminde oynadığı önemli rol ve yiyeceklerin enerjiye dönüşüm hızını düzenlemekteki işlevi göz önüne alınırsa 5. çakrada ki bir enerji dengesizliğinin ne gibi sonuçlar oluşturacağı daha iyi anlaşılabilir. Eğer bu bölgelerde ya da konularda bir sağlık sorunu yaşıyorsanız 5. çakranızda bir enerji blokajı, dengesizliği ya da aşırı çalışması gibi bir sorun var demektir. Beşinci çakranın yaydığı renk açık mavidir. Aynı zamanda işitme duyusu da bu şakra ile ilgilidir. Duygularımız, düşüncelerimizi, isteklerimizi kısacası kendimizi doğru ve cesur bir şekilde ifade etmemiz düzgün çalışan bir 5. çakra ile mümkün olacaktır. Eğer 5. çakrada herhangi bir enerji dengesizliği varsa kişinin ifade etme yeteneği gelişmemiştir, kekeleme olabilir, yalan söyleme alışkanlığı gelişebilir, konuşma esnasında ses zorlukla çıkabilir veya utangaçlık gelişebilir.
6. Çakra: Alın Çakrası Vücutta alnın ortasında iki kaşın arasında yer alır. Bu çakraya üçüncü göz çakrası da denir. Sezgi gücü, altıncı his gibi duyu dışı algılamalarımızı etkileyen bu çakradır. Vücutta ise duyu organlarını kontrol eder ve beyinle direk bağlantılıdır. Bu çakranın kontrol ettiği içsalgı bezi hipofizdir. Hipofiz temel salgı bezidir çünkü endokrin sistemindeki diğer salgı bezlerinin çalışmalarını kontrol eder. Diğer bezlerin uyumlu çalışması için hipofizde bir sorun olmaması gerekir. Yorgunluk, sinirsel hastalıklar, migren ve sinirsel iltihaplar 6. çakrada oluşmuş enerji düzensizliklerinden kaynaklanır. Bu çakranın enerjisinin bloke olması, düzensiz çalışması yada aşırı olması kişide sadece akıl ve mantıkla yaşama durumunu meydana getirir. Sezgiler ve iç görüler kaybolur. Yaşam sadece maddi istekler çerçevesinde döner, ruhsal gelişme reddedilir. Zihinsel olarak da belli bir konuya ya da düşünceye saplanıp kalma ve esnek olamama gibi durumlar ortaya çıkar. Düzenli çalışan 6. çakra sezgi gücünü arttırır, içten gelen sesler mesajlar haline gelir ve düşünceler gerçekleşmeye başlar. 6. çakranın rengi çivit mavisidir.
7. Çakra: Tepe Çakrası: Tepe çakrasına taç çakrada denir. Vücutta kafanın üstünde en yüksek noktada bulunur. Bu nokta bebeklerde bulunan ve sonradan kapanan bıngıldak dediğimiz bölümdedir. Tepe çakrası yüksek bilincimizle bağlantılıdır. Evrensel enerjiyi aldığımız yer taç çakradır ve bu çakra tamamen açıldığında diğer çakradaki tüm tıkanıklılar da çözülür. Sahip olduğumuz dinsel inançların gücü ve Yaradan'a teslimiyet bu çakra ile ilgilidir. Tepe çakra vücutta epifiz bezini etkiler. Epifiz bezinin tam olarak işlevleri bilim adamlarınca kesin olarak açıklanamamıştır ancak vücudun doğal dengesinin korunması konusunda çok önemli olduğu bilinmektedir. Düzgün çalışmayan 7. çakra korkular, kaygılar ve bütünlükten kopma duygusu verecektir. Yaşamda amaçsız olma ve kendini gerçekleştirememe de tepe karasıyla ilintilidir. Uyumlu çalışan tepe çakrası ise evrenle olan uyum sağlanır, kişi kendi içinde bütünlüğe ulaşır, ruhsal aydınlanma yaşanır. Tepe çakrasının rengi mordur. |